Yahu nedir bu çözünürlük savaşı? Vallahi fenalık geldi bu konudan, bu konuda çıkan haberlerden. Neden bahsettiğimi anladınız sanırım. PlayStation 4 ve Xbox One piyasada ya, iki platforma da çıkan ortak oyunlar var ya, bunların her biri için “A’da 900p, B’de 1080p olacak” haberleri çıkıyor ya, hah işte, konumuz bu. Okumaya devam et
Etiket arşivi: xbox one
Medeniyet
Takip edenler bilirler, geçtiğimiz sonbaharda, Kasım ayı sonuna doğru ABD’ye gidip hem PlayStation 4, hem de Xbox One alma fırsatı yakalamıştım. Orada geçirdiğim yaklaşık 20 gün boyunca pek tabii ki konsol satın almak dışında da eylemlerim ve hatta gözlemlerim oldu. Geçtiğimiz aysa ikinci bir ABD seferi yapıp hem Chicago’yu, hem de New York’u görme ve gözlemlerime yeni gözlemler ekleme şansı buldum. Şimdi de bu gözlemlerimi, yazının başlığına bağlama vakti geldi. Okumaya devam et
Trials Fusion (İnceleme)

Uçmak kolay da inmek zor
İnsanı delirten oyunlar vardır ya, Trials serisi de tam olarak bu oyunlara yenilerini ekleyen bir seri olarak yer alıyor oyun dünyasında. İlk olarak serinin hangi oyununu oynadım, hatırlamıyorum ama tek yapmak istediğim, başarılı fizik motoru eşliğinde bölümleri bitirmekti. Ne kadar masum başlamıştı her şey, ne kadar sakin ilerliyordu bölümler. Hangi platformda başladığımı hazırlamıyorum ama en son Xbox 360’taki Trials Evolution’da tavan yapmıştı o çıldırma hissi. Seriyi oynadıkça fark etmiştim ki bölümleri bitirmek değildi olay, kendi başına altın madalyaları toplamak da değildi, dünya sıralamasında az da olsa yükselmekti ama ne mümkün! Okumaya devam et
Plants vs. Zombies: Garden Warfare (İnceleme)

Yumruğu vurdum muydu!
Hiç Plants vs. Zombies oynadınız mı? Ben oynamadım. Vallahi. Çevremde oynayanlar oldu, bitirenler oldu, hala oynayanlar var ama ben bir kez olsun oynamadım, sadece izlemeyi seçtim. Oyunun renkli görselliği, eğlenceli içeriği dikkat çekici olsa da oynamadım işte. Sanırım bu sebeplerle oynamaktan çok izlemek zevk verdi bana. Bırakırlar mı? Adamlar işi biliyorlar, oyuncuyu bir şekilde avuçlarına almayı biliyorlar arkadaş. PopCap Games, Electronic Arts ve Microsoft el ele verdi, Plants vs. Zombies’i hiç oynamamış olan, beklentileri ve oyun alışkanlıkları farklı olan insanlara ulaşmanın bir yolunu buldu, o sevimli oyun bir shooter’a dönüştü, ben de dayanamadım. Okumaya devam et
Max: The Curse of Brotherhood (İnceleme)

“Kardeşimi rahat bırakın!”
Max, güzel bir muhitte oturan bir ailenin tek çocuğudur ve mutlu mesut yaşamaktadır. Her şeyi vardır; kocaman bir odası, oyuncakları, üstüne titreyen ebeveynleri. Ama bir gün beklenmediği bir şey haber alır, “ailenin tek çocuğu” sıfatı ve avantajları yok olacaktır. Küçük kardeş yoldadır ve onun her şeye ortak olması için zaman daralmaktadır. En sonunda beklenen olur, küçük kardeş eve gelir ve ailenin yeni gözbebeği Felix olur. Yetmezmiş gibi, Felix büyümeye başladıkça ayaklanır ve Max’in odasını, oyuncaklarını ve her şeyini paylaşmaya başlar. Üstelik Felix bütün gün evde otururken, Max her gün okula gidip gelmek zorundadır. Yine böyle bir günde, Max mırıldana mırıldana eve gelir, kapıyı açar ve içeri adım attığı ilk andan itibaren kardeşinin yaramazlıklarıyla burun buruna kalır. Artık dayanacak gücü kalmayan Max hemen “Giggle”da kardeşini ortadan kaldıracak bir “beddua” aratır, bulur ve okumaya başlar, bir anda odada bir ışık belirir, duvardan bir yaratık çıkar ve Felix’i alıp götürür. Max’in o ana kadarki tüm hisleri, o güne kadar fark etmediği “kardeş sevgisi” ile gölgelenir ve oyun başlar. Okumaya devam et