Tenisle geçen bir hafta

Çoğunluk futbolu, kalanların büyük bir kısmı da basketbolu takip ediyor ama benim için bu iki spordan sonra gelen tenisi atlamamak gerek. Bildiğiniz ya da bilmediğiniz üzere, geçen haftayı Australia Open ile geçirdik ve zafer bir kez daha Novak Djokovic’in oldu. Bazı insanlar nasıl yapıyorlar, bilemiyorum ama ben tarafsız olamıyorum. Yıllarca Andrea Agassi’yi destekleyen, sonrasında az da olsa Federer’e sempati duyan biri olarak son favorim Novak oldu ve katıldığı turnuvalarda aldığı başarılı sonuçlara sevinir halde buldum kendimi. Son olarak yazı sonbahara bağlayan dönemde kazandığı US Open’ı maç maç takip etmem, delicesine bir heyecan yaşamama vesile olmuştu. Okumaya devam et

Gece kuşu…

Birkaç gündür hastayım, üstelik çok yoğun çalışıyorum ve iyileşmeye bile zamanım yok. Daha da ilginci, iyileşmek için ilaç da içmiyorum ve kullandığım tek silah “anne çorbası”. Şimdi… An itibariyle hafta sonuna girmiş bulunuyoruz ama ben yarın da çalışacağım, yani tatil falan değil. Peki gecenin bu saatinde, tam bu satırı yazdığım 03:18’inde ben ne yapıyorum? Yoğun iş temposu ve oyunların artık “işim” olması yüzünden bir türlü yanaşamadığım oyunlara vakit ayırıyorum. Odamdaki raflarda duran sayısız oynanmış oyuna mı peki? Hayır. Şu sıralar en çok almak istediğim FIFA 12’nin, NBA 2K12’nin ve Top Spin 4’ün demosuna. Arada yeni ve almayı pek de planlamadığım oyunlara da göz gezdiriyorum gerçi. Mesela az önce Burnout CRASH! demosunu indirdim, demodaki ilk modu test ettim ve olduğu gibi siliverdim, sarmadı. Ondan önce NBA 2K12’nin demosunu son bir kez daha oynayıp silmiştim. Sonra elim FIFA 12 demosuna gitti ama demodaki birkaç problemin can sıkıcı olması caydırdı beni, onu da sildim. En nihayetinde son bir – iki haftadır en çok oynadığım demoya, Top Spin 4’e girdim ve üst üste maçlar yaptıktan sonra buraya dönmek için konsolu uykuya yatırdım.

Okumaya devam et