Takip edenler bilirler, geçtiğimiz sonbaharda, Kasım ayı sonuna doğru ABD’ye gidip hem PlayStation 4, hem de Xbox One alma fırsatı yakalamıştım. Orada geçirdiğim yaklaşık 20 gün boyunca pek tabii ki konsol satın almak dışında da eylemlerim ve hatta gözlemlerim oldu. Geçtiğimiz aysa ikinci bir ABD seferi yapıp hem Chicago’yu, hem de New York’u görme ve gözlemlerime yeni gözlemler ekleme şansı buldum. Şimdi de bu gözlemlerimi, yazının başlığına bağlama vakti geldi.
Ülkenin içinde bulunduğu duruma değinmiyorum bile ve yıllardır alışkın olduğumuz, pek tabii ki maruz kaldığımız günlük yaşam detaylarına şöyle bir bakalım. Sabah kalkarsınız, hazırlanıp okula ya da işe gitmek için yola koyulursunuz. Bu yolculuk sırasında başınıza neler gelebilir? İtiş kakış, küçük çaplı darplar, birkaç kez ezilme tehlikesi vesaire. Hah, işte bunların hemen hemen hiçbirini -Türkiye’de olduğu gibi- her gün yaşama ihtimaliniz yok. Öncelikle insanlar birbirlerinin haklarına fazlasıyla saygılılar ve her kim ya da her ne olursanız olun, sizi rahatsız edecek davranışlarla karşılaşmanız bir hayli zor. Bu kısmı fazla uzatmadan trafiğe geçmek istiyorum çünkü beni asıl etkileyen, trafik kurallarına %100 itaat ve bunun getirdiği güven oldu.
Bizim sokaklarımızda da “DUR” tabelaları mevcut, değil mi? Mevcut. Peki, siz kaç aracın bu tabelalarda durduğuna ya da en azından yavaşladığına şahit oldunuz? Eğer yakınlarda bir yaya yoksa ayda yılda bir… Bizim yollarımızda da trafik ışığıyla desteklenmemiş yaya geçitleri mevcut, değil mi? Peki, siz kaç aracın bu geçitlerle durduğuna ya da en azından size yol vermeye niyetlendiğine şahit oldunuz? Cevap aynı, ayda yılda bir… İşte ABD’de bu iki örnek üzerinde öyle katı kurallar ve cezalar var ki bomboş bir kavşakta, belki de kilometrelerce karelik alanda tek bir yaya bile olmasa araçlar duruyorlar, bekliyorlar ve kavşağı öyle geçiyorlar. Bunu yaparken ne kaybediyorlar dersiniz? Zaman mı? Belki ama sadece bir kez, evet, sadece tek bir kez o noktadan bir yayanın geçtiğini ve aracın da durmadığını düşünün. Sonrasında yaşanacak zaman kaybını hayal edebiliyor musunuz?
Evet, ABD’de de kalabalık şehirler var, kimi zaman ciddi kalabalıkların içinde kalabiliyorsunuz ama bizdeki kadar kaba, yanındakini ya da önündekini ezmeye çalışan bir kitle yok. Mutlaka istisnalar var, mutlaka her ülkenin “ayıları” var ama insan hem kaldırımda yürürken, hem toplu taşıma araçlarını kullanırken, hem de karşıdan karşıya geçerken daha rahat ediyor, daha bir huzurlu oluyor. Bunun sebebini, aradaki farkın nedenini açıklayabilecek akademik bilgi birikimine sahip değilim ama en azından şunu söyleyebilirim ki ABD’de geçirdiğim toplam bir aylık süreçte o kadar huzurluydum ki Türkiye’ye, aynı curcunanın içine dönüş yapmak çok zor oldu. Bu noktada ülkenin içinde bulunduğu durumu bir kez daha es geçiyorum çünkü olup biten ortada, söylenecek laf kalmadı artık bu konuda.