The Last of Us: Left Behind (İnceleme)

Yüzünü dökme küçük kız...

Yüzünü dökme küçük kız…

Son yıllarda duygusal olarak beni en çok etkileyen oyunların başında geldi The Last of Us. Beni bilen bilir, PlayStation 3 ile arası olmayan biriyimdir ama böyle bir şaheseri oynamamak olmazdı ve oyun çıkar çıkmaz konsolun başına kurulmuştum. Oyuna başladığım ilk andan itibaren hissettiklerimse tarif edilmez, yaşanır. Oyunda ilerledikçe karakterleri daha iyi tanıyor, onlarla daha yakın bir iletişim kuruyordum. En nihayetinde hem Joel, hem de Ellie birer yakınım gibi olmuştu, onları her türlü tehlikeden korumak için elimden geleni yapıyordum. En nihayetinde birtakım kötü şeyler oldu, Joel’i az kalsın kaybetme noktasına geldik ve o an gözlerimden yaşlar süzüldü. Sonra ne olduysa oldu, Ellie bir şekilde Joel’i iyileştirdi ama o kısmı biz göremedik. Göremediğimiz, daha doğrusu görme şansımızın olmadığı bir konu da Ellie’nin Joel’e bahsettiği, geçmişte iyi vakit geçirdiğini anlattığı arkadaşıydı. İşte Left Behind da bu iki konuyu işliyor ve oyunculara The Last of Us’ın ne kadar muhteşem bir oyun olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Canım arkadaşım!

Left Behind, iki farklı konuyu kesitler halinde işleyerek bizi bir geçmişe, bir de ana oyuna paralel bir zamana götürüyor. Bu iki farklı konuyu birbirinden ayıran asıl detaysa birinde ana oyun mekaniklerini kullanarak çatışmalara girmemiz, bol bol saklanmamız ve hayatta kalmak için çaba sarf etmemiz, diğerindeyse tamamen arkadaşımızla gezip eğlenmemiz ve çocukluğumuza dönmemiz.

Joel’i at sırtında taşıyıp bir alışveriş merkezine götürmüşüz meğer ve sonrasında ona yardımcı olmak için çevreyi araştırmamız gerekiyor. Bu sırada Joel’in yaralanmasına sebep olan adamların arkadaşları peşimize düşüyor, bizi arıyorlar ve biz de açıkçası zorlama olduğuna kanaat getirdiğim bazı çatışmalara girerek hikâyeyi akıtıyoruz. Öte yandan Ellie’nin ana oyunda bahsettiği arkadaşı Riley ile olan maceramızsa aksiyondan uzak ama fazlasıyla eğlenceli. Bu zorlu ve ölümcül dünyanın mevcut şartları nedeniyle çocukluğunu yaşayamayan ikili, bizim kontrolümüzde çocukluklarına dönüyorlar ve aslında biz de aynı duyguları yaşayarak eğlenmemize bakıyoruz. Left Behind’daki iki farklı sahnenin ortak özelliğiyse bölümlerin geçtiği alışveriş merkezi.

Açıkçası şu ana kadar bile fazla şey anlattığımı düşünüyorum ve size Left Behind’ı kendiniz tecrübe etmenizi tavsiye ediyorum. Hikâyeyi bir kenara bıraktığımdaysa Ellie’nin geçmişine dönmenin hem keyifli, hem de duygusal bir ağırlığı olduğunu söyleyebilirim. Öte yandan ana oyun için hazırlanan bu ilk ve muhtemelen tek senaryo eklentisinin tadında ama yine de kısa oyun süresi beni üzmedi değil. Sonuçta ben ana oyuna da doyamamıştım, Left Behind’a da doyamadım. Oyunun belki de tek göze batan olumsuz yanı, zaman zaman zorlama olduğunu düşündüğüm çatışma sahneleri. Ha, bunu da kafaya takmayın siz ve The Last of Us’ı bitirdiyseniz, bu eklentiyi mutlaka edinin. The Last of Us’ı hiç oynama şansı bulamamış oyuncular içinse sadece üzgün olduğumu söyleyebilirim.

9,0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.