Bildiğiniz üzere yıllardır en çok tercih ettiğim, oynamaktan zevk aldığım ve dergide kaleme aldığım oyunlar, başta futbol ve basketbol olmak üzere spor oyunlarıdır. Bu türe yönelmemdeki ana nedense tabii ki bu spor branşlarını sevmem, halihazırda bu branşların birer izleyicisi olmam. Eskiden futbola çok daha yakın olan ben, son yıllarda iyiden iyiye basketbola, daha çok da NBA’e sarmış vaziyetteyim. Haliyle bu süreçte hem Pro Evolution Soccer’dan, hem de FIFA’dan ziyade NBA 2K serisine yöneldim. PC’de devam ettiği süreçte NBA Live serisine de takılıp gitmişliğim var ama NBA 2K’i keşfetmemle NBA Live’ı çöpe atmam aynı saliseler içinde cereyan etmiş olaylardır. Peki bu kadar çok sevdiğim, tüm boş saatlerimi harcamaya gayret ettiğim bu oyunlar bana ne yapıyor olabilir ki? Anlatayım…
Aylık arşivler: Ocak 2010
Cevapla
Alınan sonuçlar ve oluşan puan durumu
Şu başlığa yazdığım şey, herhangi bir spor dalı için yapılan haberlerin vazgeçilmez repliğidir. Turkcell Süper Ligi’nin sona erdiği Pazar akşamlarında bu cümleyi duymamanız mümkün değil mesela. Nedir? Maçların tamamı bitmiştir ve bu maçların skorları ile skorlar neticesinde oluşan puan durumu seyirciye aktarılmak istenir. İnanması güç gelebilir ama bu replik her hafta, yılın en az 34 haftası tekrar edilir. Aynı repliği 10 ayrı kanalda telaffuz ettiklerini düşününce de 340 gibi bir rakama ulaşırız ki bu kadar gereksiz bir matematik hesabını da ancak ve ancak benim gibi bir istatistik hastası yapar. O halde dümeni biraz çevireyim ve konuyu oyunlara, oyunlara verilen puanlara ve verilen puanları takıntı haline getiren insanlara getireyim.